Aydan Kaplan Kimdir? Kısaca; Anne, Eş, Akademisyen, Matematik Eğitimcisi, Felsefe Sever.

Tam adım Hatice Aydan Esmerligil Kaplan. 1981 yılının son ayında Antakya’da doğmuşum; 5 yaşına kadar Ceyhan’da, 15 yaşına kadar Kadirli’de büyüdüm. Lise 2’ye geçtiğim yaz, memleketim Antakya’ya taşındım ve üniversiteye orada hazırlandım. 2000 yılında Gazi Matematik öğretmenliğini kazandım, 2005 yılında mezun oldum ve daha sonra şartlar beni bir şekilde akademik kariyere doğru sürükledi.

2005 yılının yine bir Aralık ayında Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Matematik Eğitimi bölümünde araştırma görevlisi kadrosu ile çalışma hayatına başladım. Halen de aynı kadroda devam etmekteyim. O zamandan bu zamana hayatıma bir yüksek lisans, bir doktora, bir lisans daha, bir evlilik ve 2 tane çocuk sığdırdım. Hali hazırda ise doçentliğime hazırlanıyorum.

Matematik

Okul hayatımın başlangıç kısımlarında Aralık çocuğu olmanın sıkıntılarını çok yaşadım, en zorlandığım kısım ise matematik oldu. Çünkü ilkokul 3. Sınıfta bırakın matematiği anlamayı, üç basamaklı sayıları bile yazamıyordum, hele de aradaki basamakta 0 var ise! İlkokul 4’te öğretmenim değişti ve bu sayede matematik gözüm açıldı diyebilirim. O dönemden sonra hem matematik sorularını çok kolay çözebildim hem de matematiği sevmeye başladım. Üstüne matematik ile ilgili bir meslek seçmeye karar verdim.  Lise 1’de yalnızca bir yarıyıl matematik dersime giren Mehmet öğretmenim beni çok etkiledi. Duruşu, naifliği, anlatışından o kadar etkilendim ki, onun gibi bir lise matematik öğretmeni olmaya karar verdim. Ama o aralar kendime ben çocukları sevebilir miyim, ya da bu mesleği yapabilir miyim diye hiç sormadım, sorma ihtiyacı bile hissetmedim.

Kariyer

Lisanstan mezun olduktan sonra sevdiceğim için Ankara’da kalmam gerektiğini düşündüm ve bu yüzden yüksek lisans yapmaya karar verdim. Daha sonra şansım yaver gitti ve okuduğum üniversitede araştırma görevliliği kadrosu açıldı, sınavına girdim, kazandım. Böylelikle akademik kariyerim başladı ama hala nerede olduğumun ve bu işi yapıp yapamayacağımın farkında değildim. 2006 yılında evlendim, 2010 yılının mayıs ayında ilk kızımı kucağıma aldım. Kızımın doğumu bende birçok şeyi değiştirdi ve hayatın gerçekleri yavaş yavaş gözümün önüne gelmeye başladı. Aslında daha önceden almış olduğum Matematik Felsefesi dersinde okutulan bir kitap ile kendi kendime sorular sormaya başlamıştım fakat asıl sorularım için kızımın doğmasını bekledim herhalde. Sordum kendime “ben neredeyim, kimim, ne yapıyorum” diye. Cevapları tam olarak oturtamadım fakat aramaya koyuldum, aradıkça da meslek olarak tam da olmam gerektiği yerde olduğumu gördüm. Çünkü hayat gayemi oluşturmaya başladım, çünkü artık bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim, çünkü dünya üzerinde yaşanan bebek ve çocuk istismarı ya da cinayetleri beni harap ediyordu. Çünkülerimi gerçekleştirmek için de mesleğimi layıkıyla yerine getirip, öğretmenlerimi iyi yetiştirmem gerekiyordu.

Felsefe

Kendimi felsefeyle yoğurmaya karar verdim ve 2010 yılında açık öğretim fakültesinde felsefe okumaya başladım. Bebekle birlikte hem doktora yapmak hem de bir lisans daha okumak beni çok zorladı ama pes etmedim. Geç de olsa hem çocuğumu büyüttüm, hem felsefe lisansını bitirdim hem de doktoramı. Ama yetmedi bana bunlar. Hep daha farklı ne yapabilirim diye düşünüyordum ve bu yüzden bu blogu açmaya karar verdim. Belki yazılarım birilerine ilham verir ve o birileri bir çocuğun kalbine dokunur; böylece geçişme özelliğinden dolayı, ben de o çocuğun kalbine dokunmuş olurum. Bir de cebimde deneyimlerim var, matematikle aram başlarda bu kadar kötüyken nasıl olur da matematik öğretmeni olmaya karar verdim. Kendim için büyük bir lütuf olarak gördüğüm bu deneyimi, matematiği sevmeyen bir çocuk için yararlı olabileceği günlerim için saklıyorum. O çocuğa “seni anlıyorum, ben de senin gibiydim, bak ben neler başarabildim, sen de yapabilirsin” deme ayrıcalığına sahip olabilmek için…